GENÇLİKKADINYAZARLAR

Çocukluk Çağı Depresyonu

Çocuğum yeniden nasıl mutlu olur?

Günümüzde depresyon çocuklarda da en sık görülen ruhsal sağlık problemidir. Depresyonun temel özelliklerinin mutsuzluk ve hareketsizlik olarak bilinmesi ailelerin profesyonel yardım almasını geciktirebiliyor. Bunun başlıca sebeplerinden bir tanesi ise, yetişkinlerde ortaya çıkan mutsuzluk ve durgunluk belirtilerinin çocukluk depresyonunda çok belirgin şekilde ortaya çıkmamasıdır. Çocukların genel durumlarından farklılaşarak daha hareketli ve huzursuz olmaları, ağlama ve öfke nöbetleri yaşamaları, ateş veya bıçak gibi kesici aletlerle oynamaları, kendisine ve çevresine zarar verici hareketlerde bulunmaları aileler tarafından uyarıcı bir alarm olarak algılanmalıdır.

Çocukluk depresyonunda ortaya çıkan semptomların ne gibi bir probleme karşı geliştirilen „yardım çığlığı“ olduğunu anlamak önemlidir. İç dünyadan daha çok dış dünyanın etkisi altında kaldığımız çocukluk döneminde ebeveynlerimiz „duygusal gelişimimiz“ için büyük rol oynarlar. Bağlanma ve uyumlanma ihtiyaçlarının giderildiği bir ortamda yetişme şansına sahip olan çocuklar dış dünyaya karşı güven geliştirirler. Gelişimsel süreçte oluşan bu sağlıklı bağ çocuğun iç dünyasında onu tehlikelere karşı korur.

Sağlıklı bir bağın ve temel güven duygusunun oluşturulamadığı aile ortamlarında yetişen çocukların duygu durumlarında çoğu zaman büyük değişiklikler görülür. Bununla beraber gelişen iletişim problemleri birçok olumsuz olayların yaşanmasına ve depresif ruh haline yol açar. Bu durumda biyolojik, sosyal ve psikolojik faktörlerin belirlenmesi ve aile sistemindeki aksaklıkların irdelenmesi gerekir.

Peki siz ebeveyn olarak bu duruma karşı neler yapabilirsiniz?
Çocuğunuzu duygu durum değişiklikleriyle tek başına bırakmayın. Gelişim döneminde baş edilmesi gereken birçok sorun ortaya çıkar. Bununla beraber çocukların duygu durumunda değişiklikler olması çok olağandır. Önemli olan hissedilen korku, kaygı, mutluluk, endişe ve üzüntü gibi duyguların çocuklara tanıtılmasıdır. Örneğin bir olay karşısında korku hisseden çocuğa „Bunda korkacak ne var? Tamam, tamam birşey olmadı, birşeyin yok.“ demek yerine, „Evet, korktun değil mi? Küçükken benim de korkularım olmuştu. Seni anlayabiliyorum. Bana korkunu anlatmak ister misin? Seni dinlemek istiyorum. Beraber bunun üstesinden gelebiliriz.“ şeklinde yaklaşılmalıdır. Yaşadığı duyguyu ondan duymak ve sonrasında bu duyguyu tanıtmak onların üzerinden ağır bir yük alır. Duygusal zekanın gelişimi için ebeveynler bu şekilde yaklaşmak ve çocuklarının duygularını hissetmesi için alan açmak zorundadırlar.

Çocuğunuza beklentisiz yaklaşın. Unutmayın ki çocuklar dünyaya sizi mutlu etmek için gelmiyorlar. Onlara olan sevginizin koşulsuz ve beklentisiz olduğunu dile getirin. Kendinizdeki zayıf yönlerinizi araştırmak yerine, güçlü olduğunuz tarafları keşfedin. Kendinize güçlü taraflarınızın listesini yapabilirsiniz.Çocuğunuzla beraber olduğunuzda kendinizi hangi konuda çok güvenli hissediyorsunuz? Hangi olaylarda çocuğunuza destek olabiliyorsunuz?

Aile içi iletişimi geliştirici faaliyetlerde bulunun. Temeli sevgi olan iletişim her iki tarafı da güçlendirir. Özellikle çocuklarınızla oynayacağınız oyunlar sizi onların duygu dünyasına daha çok yakınlaştırır. Onların sevinçlerini, hüzünlerini ve korkularını daha iyi gözlemleyebilirsiniz.

ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert