AVUSTURYAMANŞETPOLİTİKA

Politikacıların Sözleri Yerli Halkın Göçmenlere Bakışını Belirliyor

ÖVP-Yeşiller Hükümeti Nelere Dikkat Etmeli?

Sosyal Araştırma Enstitüsü SORA, 2019 Demokrasi Raporu’nu yayımladı. Rapora göre nefret paylaşımları ve kışkırtıcı   söylemler, yani özellikle aşırı sağcıların kullandığı yöntemler günlük yaşamda    ve siyasi tartışmalarda ’normal‘ hale geldi. Devamında baskıcı demokrasi fikirleri de yükselişe geçti. Avusturyalıların %38’i (2018;%34) demokrasiyi tasvip ediyor ama başta güçlü ‚otoriter‘ bir lidere, muhalefete, gösteri ve toplanma özgürlüğünün sınırlanmasına da karşı değiller.

SORA yetkilileri, yaptıkları araştırmalarla bu gelişmelerin 25 yıldır takip edildiğini ifade etti. Sosyal araştırmacılara göre bu istenmeyen durunun sebebi gelirde, varlıkta ve eğitim fırsatlarında artan      sosyal eşitsizlik. Politikacılar ise bu değişiklikleri sadece aşırı sağ safsatalar olarak açıkladı. Konular göçten, kadın ve erkek eşitliğine, Yahudi karşıtı komplo teorilerine kadar uzanıyor. Viyana Üniversitesinden Sosyolog Jörg Flecker, insanların kendilerini bir gruba ait hissederek diğer gruplardan soyutlamasının sosyal bilimlerde bilinen bir fenomen olduğunu söylüyor. Bugün insanlar, özellikle aşırı sağcılar sınırlarını giderek daha şiddetle çiziyorlar. Avusturya’da şu an “Biz burada daim olanlarız ve onlar sadece göçmen“ diyen bir grup var.

Alma Zadić Son Örnek

Göçmen kökenli kişilerin çocukları ve torunları sosyal katılımı sınırlanan gruba dahil ediliyor. En son örnek ise Yeşiller Partili Adalet Bakanı Alma Zadić’e yapılan saldırılar. Zadić önemli bir kariyer çıkışı yapan Bosna Hersek’ten uzun yıllar önce Avusturya’ya göç etmiş bir ailenin çocuğu. Flecker: „Yapılan saldırılar ırkçı ve nefret söylemleri ile birlikte tehditlerden oluşuyor ve bu bunlar hem iyi bir kariyer yapmış kadına, hem de çok yetili bir göçmene yönelen tehditler olarak ortaya çıktı.“

Politikacıların Sözleri Etkili Oluyor

Siyasette kullanılan dilin toplumu etkilediğine ve yönlendirdiğine dikkat çeken dil bilimci uzmanlar, “Dilin kişinin düşünme ve davranışında büyük bir etkisi vardır. Söylenen sözlerle toplum şekillendirilebiliyor. Merkez sağ Halk Partisi (ÖVP) ve aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) koalisyonu döneminde sürekli, ‚İllegal göç, güvenlik hapsi, geri gönderme merkezleri‘ gibi kavramlar kullanıldı ve bu kelimelerle oynamaya   bir örnek. Bu söylemlerden yerli halk çok etkilendi ve tabu konular toplum tarafından kabul edilebilir hale getirildi. Bu konuda yeni ÖVP-Yeşiller koalisyon hükümetinin tavrı toplumun geleceği açısından büyük önem taşıyor.“

ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert